Hayata dair her şey��: Eylül 2019

Ağaç Ev Sohbetleri #05

ağaç ev sohbetleri

Eylül 30, 2019
11 Comments

Bir küçük oda arkadaşı meselesi

sohbet

Eylül 27, 2019
19 Comments

Serenad kitap yorumu

Kitap yorumu

Yazar: Zülfü Livaneli

Sayfa Sayısı: 481

Ahh bu kitap...
Tarihte unutulan, gün yüzüne çıkartılması istenmeyen bir çok olayı öğrenmemi sağlayan bu kitap..

Kitap hakkında konuşmak gerekirse, abartısız bir solukta okunacak bir kitap. O kadar akıcı bir kitap ki sürekli bir sayfa daha diye diye bitirilir.
Kitabın 3 ana kahramanı var; Nadia, Maximilian ve Maya.

Maya, Max ve Nadia'nın hikayesini bizlere anlatan kişi. Yani kitap içinde kitap yazıyor diyebiliriz.
Maya, İstanbul Üniversitesi'nde çalışırken bir gün Maximilian adında bir profesörü ağırlaması gerektiğini öğreniyor. Bu duruma alışık bir insan olduğu için pek umursamıyor ama Max ona çok şey öğretiyor ve onun için ağırladığı diğer profesörlerden farklı oluyor.

Kitap hakkında spoiler vermemek için pek bir şey anlatamıyorum. Ama kitaptaki bazı olayları anlatmak istiyorum.
Öncelikle "Struma" dan bahsetmek istiyorum. 700den fazla yahudinin ölüme gittiği Struma gemisi, Romanya'dan Filistin'e gitmek üzere yola çıktı. Bu gemi baya bakımsız, eski bir gemi olduğu için İstanbul kıyılarında arıza yaptı. Ama bu gemiden kimsenin indirilmesine izin verilmedi. 10 hafta 700den fazla kişi o gemide yaşadı. Salgın hastalıklar arttı. Bir kaç kişi kendini denize atarak karaya çıkmak istedi ama polisler onları yakalayarak gemiye geri götürdüler. Romanya, İngiltere, Almanya hiç kimse bu geminin Filistine gitmesine izin vermedi. Kızılay ve Yahudi Cemiyeti bu gemideki insanlara yiyecek gibi yardımlarda bulundu. İstanbuldaki Yahudiler, gemideki insanların yanlarında olduklarını göstermek amacıyla kocaman bir ateş yaktı. Ama bunların bir faydası olmadı. Geminin karadenize çekilmesinde karar kılındı ve çekilirken gemi torpillerle patlatıldı.

Bunun gibi tarihimizin bir çok olayı bu kitapta acı bir şekilde anlatılıyor. Hepsini uzun uzun anlatmak isterdim ama yazının amacından sapmayayım.
Merak edenler olursa kitapta geçen bazı olaylar :
Mavi Alay
Kristallnacht
Ermeni Tehciri

Livaneli, bu olayları o kadar güzel anlatmış ki etkilenmemek elde değil. Tarihimizde yaşanan bu acı olayların unutulması da ayrı bir acı. Livaneli sayesinde bu kitabı okuyan herkes bu olayları öğrenecek ve bu olaylar unutulmayacak.

Kitap yorumundan saptım gerçekten ama bunlar konuşulması gerekilen şeyler.

Kitaba geri dönecek olursak, Nadia ve Max'in hikayesi beni gerçekten etkiledi. Bunların yanında Ali ve Maya'nın hikayelerini de unutmamak lazım. Tabi bu gibi hikayelerin o dönemde yüzlercesi vardır. Ama biz hiçbirini bilmeden yaşayıp gidiyoruz.
Kitabın son sayfasını okuduktan sonra gerçekten bir boşluğa düştüm. Boş gözlerle karşıya baktım. Düşündüm.Bu ve bunun gibi olaylar neden yaşanıyor? Neden insanlar masum insanları öldürüyor?

Kitaba bir puan verecek olursam 11/10. O kadar mükemmel bir kitaptı yani. Okumayanların şiddetle okumasını istiyorum. Kitabı okuyupta dediklerimden hiçbir şey anlamayanların da kitabı düşünerek ve araştırarak tekrar okumasını istiyorum.

Bir sonraki yazımda görüşmek üzere,
Hoşçakalın!

Eylül 25, 2019
8 Comments

Ağaç ev sohbetleri #04

ağaç ev sohbetleri

Eylül 23, 2019
7 Comments

Hayaaat beni neden yoruyosun?

sohbet

Blogumun tasarımıyla ilgili sıkıntılar oluştuğu için bu yazıyı tekrar paylaşıyorum. Bu tasarımla ilgili problemimde ve daha bir çok problemimde bana yardımcı olan Can'a çok teşekkür ediyorum. O olmasa bu sorunlarımı çözemezdim. Keyifli okumalar!

Herkese selam!
Nasılsınız bakalım? Beni sorarsanız, iyi olmaya çalışıyorum. Derslerin ağırlığına alışmaya başladım. Günlerim yine çok yorucu ama üstesinden geliyorum. Yani en azından gelmeye çalışıyorum.

Geçen hafta eve gittim ama hiçbir şey yapamadım. Yeğenimi bile çok az sevebildim çünkü boğazlarım ağrıyordu ve hasta olacağım sandım. Yeğenime bulaştırmamak adına ondan biraz uzak durdum.
Cuma günü zaten çok yorgundum. Gözlerim kapanmamak için can çekişiyordu. Akşam yemeğinden sonra kendimi annemlerin odasına attım ve gözlerimi dinlendirmeye başladım ama asla dinlenmediler.
Ailem içerde çekirdek, cips, kola üçlüsü eşliğinde sohbet ederken ben odada tek başıma acı çekiyordum resmen. Onların yanında olamamak beni çok üzdü.

Bir üzücü darbe de sınıf öğretmenimizin değişmesi oldu. En istemediğimiz öğretmen oldu bir de. Önceki öğretmene de kanım çok ısınmıştı, çok sevmiştim. Kimi sevdiysem gitti zaten.
Bir de çevremdeki herkes zayıflamaya başladı. Neden böyle şeyler yapıyorsunuz arkadaşlar? Ne güzel şüşko takılıyoduk biz.

Yurdun tadilatı da hala bitemedi. Kullanabileceğimiz sadece bir banyo kaldı. Banyo yapmak tam bir zulme dönüştü. Banyodan çıkınca baya büyük bir şey yapmış gibi gururlanıyorum. Çünkü banyo yapmak gerçekten zor. Beş banyo var ve 180 kişiyiz. Bir de herkesin banyo günü aynı resmen. Böyle olunca gururlanmadan edemiyorum işte.

Hayatımda gerçekten olumlu çok az şey olmuş.
Hayat beni neden yoruyorsun?

Hayatımda olan olumsuz ya da olumlu şeyleri yazmak gerçekten iyi hissettiriyor. Bu yüzden artık yazınca iyi hissedeceğim, sizin de okurken sıkılmayacağınız şekilde hayatımdan küçük kesitler yazacağım.
Umarım yazımı beğenmişsinizdir. Beğendiyseniz beğen tuşuna basın falan diyormuşum jsşsjsjszşdj
Neyse çok boş yaptım.

Hoşçakalın!

Eylül 21, 2019
7 Comments

Ağaç Ev Sohbetleri #03

ağaç ev sohbetleri

~Resimler pinterestten alıntıdır.~

Herkese selam!

Bugün yazmayı çok sevdiğim bir yazıyla karşınızdayım. Ağaç ev sohbetleri serisini gerçekten çok seviyorum. Ve ayrıca bu haftanın konusu da gerçekten çok güzel.

Bu haftanın konusu Farklı şehirlerde hatta farklı ülkelerde yaşayan ancak her hafta ağaç evde toplaşan kişiler olarak bu hafta yaşadığımız şehirleri konuşmayı istedik: Yaşadığınız şehrin sevdiğiniz ve sizi oraya bağlayan özellikleri nelerdir? Şehrinizde gitmeyi tercih ettiğiniz yerleri, meşhur yemekleri ve bir gün uğrarsak bize önerebileceğiniz aktiviteleri tanıtır mısınız?

Ben Bursada yaşıyorum. Şu zamana kadar Bursanın çok uzak bir ilçesinde oturduğum için yaşadığım şehri pek tanımıyordum. Hatta turist gibi gezmeye gelirdik.

Bursayı daha çok yurtta kalmaya başladığım zaman tanıdım. Yine her yerini biliyorum diyemem ama en azından baya bir yerini öğrendim.

Yaşadığım şehre beni bağlayan pek bir şey yok aslında. Bazı yeşil alanlarını çok seviyorum. Onlar beni belki buraya bağlıyordur. Ya da ailem burda olduğu için buraya bağlıyımdır.

Biz genelde bizim okula yakın olduğu için Zafer Plaza, bazende Kent Meydanı'nı tercih ediyoruz.Ama geçen gün TemenYeri Parkı'na gitmek istedik ve orası gerçekten çok güzeldi. Tam bir piknik alanı...

Yeşilliği bol, yukarıda park aşağıda spor aletleri var, oturmaya yerler var ve en güzeli bir şelalesi var!

Bursaya yolunuz düşerse kesinlikle bu yere bakmalısınız. Ama turistler genelde Ulu Cami, Kapalıçarşı, cumalıkızık gibi yerleri tercih ediyor.

Gelelim en sevdiğim kısma; Meşhur yemekler!

Herkesin bildiği gibi Bursa'nın iskenderi meşhur. Ama burada gerçekten çok pahalılaştı. 1 porsiyonu 30 TL. Bence değmez. İskender haricinde inegöl köftesi de meşhur. Genelde mevlütlerde dağıtılan ama normalde de bir pidecide bulabileceğiniz cantığımız da var.

Bunların hepsi çok sevdiğim yemekler.

Bursada yapılabilecek aktivite bence çok yok. As merkezde buz pateni yapılabilir, Uludağda kayak yapılabilir. Balat Atatürk Ormanında yapılan festivaller var, onlara gidilebilir. Bunlar harici pek bilmiyorum.

Bursamız güzeldir. Bir boş gününüzde gidecek yer ararken Bursaya da bir bakın derim.

Bu yazımda burada bitsin. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere!

Hoşçakalın!

Eylül 16, 2019
18 Comments

V For Vendetta Film Yorumu

Film

Eylül 14, 2019
4 Comments

Sohbet muhabbet

sohbet

~Resimler pinterestten alıntıdır.~

Herkese selam!
Ne yazayım diye düşündüm ve ilginçtir ki hiçbir şey bulamadım. Ben de sohbet niteliğinde bir yazı yazmak istedim. Biraz hayatımda neler olup bittiğinden bahsederim. Siz de bir şeyler yazarsınız. Güzel olur bence.

Bu aralar ağaç ev sohbetleri hariç hiçbir şey yazamaz oldum. Bunun nedeni hem okulumun olması hem de aklıma hiçbir fikrin gelmemesi.
Ben sayısalcıyım ve derslerimiz gerçekten çok ağır. Önceden bir günde fizik biyoloji gibi sayısal derslerden 2 tanesi bile üst üste olsa moralim bozulur, yorulurdum. Şimdi bir günü geçtim koca bir hafta hangi güne baksam hep sayısal ders görüyorum. Konular falan o kadar zor ki. Çalışıyorum ama çalıştığımı da anlamıyorum. Boşa çalışıyorum yani. Böyle olunca da tüm çalışma isteğim kaçıyor. Kurslar başlayınca biraz daha kendime gelirim diye düşünüyorum.

Okul haricinde kaldığım yurtta da bir takım değişiklikler oldu. Biz en başından beri 8 kişi beraberdik. Bunlardan 3 kişi başka odalara gitmek istediler. Gidene dur diyemeyeceğimiz için mecbur onları gönderdik. Onların yerine yeni insanlar geldi. Ben hemen herkese kolay kolay ısınan bir insan olmadığım için baya bir zorlanıyorum ama koca bir seneyi beraber geçireceğimiz için alışmam lazım.

Oda arkadaşlarımız hariç yurtta baya değişiyor. Tuvaletler ve banyolar yenilendi. Hatta şuan tüm yurt 3. Kattaki tuvaleti kullanıyoruz çünkü 2. Kattaki tadilatta. Banyolardan biri de tadilatta olduğu için banyo sırası da baya oluyor.

Bu kadar olumsuzluklardan sonra biraz da güzel şeylerden bahsedeyim. Yarın cuma ve eve gidiyorum. Bu benim moodumu yükseltmeye yetiyor. Yeğenimi o kadar çok özledim ki...

Şimdilik benden bu kadar. Bu yazı içimi dökmem için güzel oldu aslında.
Neyse fazla uzatmayayım. Yorumlarda yazacak konular hakkında bana fikir verebilirsiniz çünkü kafamda asla bir şey yok. Siz nasılsınız? Kendinizden de bahsedebilirsiniz.
Bu da böyle bir yazı oldu işte.

Hoşçakalın!

Eylül 12, 2019
15 Comments

Ağaç Ev Sohbetleri #02

ağaç ev sohbetleri

Eylül 09, 2019
15 Comments

Ağaç Ev Sohbetleri #01

ağaç ev sohbetleri

~Resimler pinterestten alıntıdır.~

Herkese merhaba!

Geçen hafta başlattılan Keşf-i Blogger Etkinliği çok güzel oldu. Bu sayede bir çok yeni blogger tanıdık, birbirimizle etkileşime girdik, çok da güzel oldu. Ama bu etkinlik sadece karşılıklı takipleşmekle kalmamalı tabi ki. Bundan sonraki süreçte bu kaynaşma havasını koruyarak, her blogun birbiriyle etkileşime girdiği, daha aktif olabileceği yeni bir etkinlik düzenlenmiş. Etkinliğin adı, Ağaç Ev Sohbetleri.

Belki her blogun ayrı bir formatı var, kimi kitap, kimi sinema, kimi müzik üzerine yazılar yazıyor. Ancak burada hedeflediğimiz, en azından haftanın bir günü, geniş katılımlı olarak, ortak bir konu üzerine konuşmak.

Bu formatta, her Pazartesi akşamı yeni bir konu üzerine yazılar yazacağız. Bu konular, herkesin üzerine birkaç kelam edebileceği, gündelik hayattan tartışma konuları olacak. Bir nevi kalabalıktan kaçıp, bir ağaç evde toplaşıp sohbet etmek istiyoruz işte :) Ardından dileyen herkes bu konu üzerinde kendi yazısını paylaşabilir.

Bu yazıların unutulup gitmesini de engellemek istiyoruz. Haftanın sonunda, konuyla ilgili içerik yazan tüm bloggerların linkini bulacağınız paylaşımlar da yapacağız. Böylece ortak belirlediğimiz bir konu hakkında, katılan her bloggerın fikrini okuyup, gittikçe büyüyen ortak bir fikir kütüphanesi oluşturmayı planlıyoruz.

Gelelim ilk haftanın konusuna… Yeni etkinliğin ilk sorusu Edischar’ dan geliyor: Televizyon izliyor musunuz? İzliyorsanız veya izlemiyorsanız sebebi nedir?

Konuların bu şekil açık uçlu olması daha faydalı, bu sayede herkes aklına gelen her şeyi yazabilir. Eminim bu yeni etkinlik sayesinde hepimize bir çok ilham alacağımız fikirler kalacaktır.

Tanıtımın gayet açıklayıcı olduğunu düşünüyorum.Hadi şimdi benim düşüncelerime geçelim:

Ben yaz tatili harici çok televizyon izlemem çünkü yurtta kalıyorum. Yurdun tv odası çok küçük ve dipdibe oluyoruz. Haftasonu eve geldiğimde de cuma akşamları "Hercai" diye bir dizi vardı. Onu izliyordum. Bunlar dışında okul zamanı çok fazla bakmıyorum televiyona. Genelde youtube de oluyorum.

Yaz tatilinde de aptal yaz dizileri fazla dikkatimi çekmiyordu ama bu yaz "Afili Aşk" dizisi çok dikkatimi çekiyor. Her çarşamba ailecek onu izliyoruz. Bazen de çay çekirdek eşliğinde "Yaparsın Aşkım" adlı programı izliyoruz. Bunlar harici pek fazla televizyona bakmıyorum.

Umarım çok katılımlı ve güzel bir etkinlik olur 🙏.

Eylül 02, 2019
17 Comments

Kendinizi sevin

Eylül 02, 2019
8 Comments

Karantina Günlükleri

Ağaç Ev Sohbetleri #05

İlham Mimi

Bir küçük oda arkadaşı meselesi

Serenad kitap yorumu

Ağaç ev sohbetleri #04

Hayaaat beni neden yoruyosun?

Ağaç Ev Sohbetleri #03

V For Vendetta Film Yorumu

Sohbet muhabbet

Ağaç Ev Sohbetleri #02

Ağaç Ev Sohbetleri #01

Kendinizi sevin

Okurlarım 💜

Hakkımda

Press

Labels

recent posts

Blog Archive

Popular Posts

İletişim Formu